Scroll Top

Yapay Zeka ve Sanat: “Edmond Belamy’nin Portresi”

Özge Yıldız - Ekrem Hakkı Ayverdi–ANAMED Bursiyeri (2018-2019)
tumblr_inline_pkdxnn4YDf1tk0qlr_500

Geçtiğimiz aylarda sanat ve teknoloji dünyasında önemli bir gelişme yaşandı. İlk kez yapay zekanın ürettiği bir portre açık arttırmayla Christie’s müzayede evinde 432.500 dolara satıldı. 

Adı “Edmond Belamy’nin Portresi” olan bu resim, Paris’te bir sanat kolektifi olan Obvius adlı bir ekip tarafından yaratıldı. Hugo Caselles-Dupré, Pierre Fautrel ve Gauthier Vernier’den oluşan ekip, porteyi Üretken Çekişmeli Ağlar (GAN-Generative Adversarial Network) metodu ile üretti.

Yapay zekanın her türlü yönünün tartışıldığı şu günlerde, bu olay beni bir sanat tarihçisi olarak oldukça heyecanlandırdı. Ben de yapay zekanın ürettiği ve gelecekte üreteceği eserler için “Edmond Belamy’nin Portresi”ni referans alarak ileride ne gibi sanat tarihi metodları, kuramları, soruları ve sorunları çıkar diye biraz düşünmek istedim. Sanat tarihinde metod ve kuramlar tarihine bakıldığında bir sanat eserini incelemek için genel olarak birkaç konunun özellikle incelendiğini görürüz. Bunların başında sanatçının kimliği, hamisinin kim olduğu, kullanılan teknik, tarihsel bağlam, sosyal, politik ve ekonomik gelişmeler ve stil gibi konular gelir. Kullanılan metodolojiye göre de, örneğin, formal/biçimci veya bağlamsal gibi, sanat eserinin değerlendirilmesi belli bir yönde yapılır. Özellikle 19. yüzyıldan günümüze kadar da sanatçının kimliği ve sanatsal stillerin sınıflandırılmasında çeşitli yöntemler tartışılmış ve her sanat tarihçisi aldığı kuramsal eğitimin şekline göre sanat ve mimari eserlerini kendine göre değerlendirmiştir. Değişik sosyal ve kültürel coğrafyalarda da sanat eserleri genel olarak belli şekilde değerlendirilir. Örneğin, Türkiye’de sanat tarihinin tarihine baktığımızda, geleneksel anlamda daha biçimci bir yaklaşım sahiplenilirken, Amerika’da eserin üretildiği tarihsel bağlam, genelde sanatsal değerlendirme yöntemlerinin ayrılmaz bir parçası olagelmiştir.

“Edmond Belamy’nin Portresi”ne dönecek olursak, bunu sanatsal yönden incelemek için bildiğimiz geleneksel sanat tarihi metodu sorularını sormak epey zorlaşıyor. Ben de kendimce bir ilki gerçekleştirip yapay zeka ile üretilen bir sanat eserini geleneksel sanat tarihi sorularını sorarak aşağıda değerlendirmek istiyorum.

Sanatçı, Kimlik ve İmza Meselesi

“Edmond Belamy’nin Portresi”nin sanatçısı tam olarak kim? Yapay zeka mı, yoksa onu geliştiren ekip Obvious mu? Kimdir bu Edmond Belamy? Eserin sol alt yanında adeta bilimsel bir formül gibi bir “imza” ya da elektronik imza yerine geçen bazı denklemler yer alıyor—ki bu benim için işin en eğlenceli bölümü. Bu imza tam olarak ne ifade ediyor teknik olarak bilemiyorum, ancak yapay zekanın kimliğini anlatmaya yeter bir ifade gibi görünüyor. Bu aynı zamanda birkaç konuyu daha beraberinde getiriyor. Yapay zekanın üretimi olan sanat eserlerini değerlendirmek isteyen bir sanat tarihçisi bu teknolojinin dilinden, yani yeni bir sanat dilinden anlamalı. Sanat tarihi eğitimin altyapısını tümüyle değiştiren bir gelişme bu aslında. Belki de gelecekte bilgisayar mühendisliği gibi bölümlerin yan dalı olarak üniversitelerde “Yapay Zeka Sanat Eserleri Tarihi” gibi bir bölüm de olur, kim bilir.

image

Bu eser, aynı zamanda sanat nedir, ne içindir, gibi tartışmalı sorulara da yeni bir bakış açısı getiriyor. Sanat duyguların, belli mesajların iletildiği bir yol ve en azından belli bir bilinci olan “organizmanın” üretimi ise, yapay zekanın ürettiği “şey”in ne ifade ettiğini sormak gerekiyor. Bunu anlamlandırmaya gerçekten gerek var mı bilemiyorum, fakat bana göre insan eliyle yaratılmış da olsa bir “makine”nin ürettiği “eser”in de bana göre bir değerlendirmesi yapılmalı. (İşte yine yeni bir sorun daha ortaya çıktı! Bu portreyi değerlendirirken kullandığım ya da kullanmaya çalıştığım dil beni zorluyor ve ben de kelimeleri ancak tırnak içine alarak şimdilik bu zorlukla baş etmeye çalışıyorum.)

Hami, Stil, Estetik ve Etik

Sanat eserleri genelde eseri sipariş ve finanse eden haminin kimliğini, sosyal ve politik konumunu ve yaşadığı dönemi değerlendirerek de yorumlanır. Peki, “Edmond Belamy’nin Portresi”nin hamisi kim? Obvious mu, ya da varsa, Obvious’u finanse eden kişi veya kurum mu? Bu sorulara geçmeden önce, sanatçımız yapay zekanın, ki bir adı var mı bilmiyorum, ürettiği bu tablonun stilini geleneksel olarak değerlendirmeye çalışalım. Öncelikle bir portre olmasına rağmen, Edmond Belamy’nin yüzünü tam seçemiyoruz. Yüz hatları belli belirsiz olan Edmond, stilsel olarak Barok ile, Empresyonist ve belki çok çok az da olsa erken Kübist bir stilde yapılmış görünüyor. Bildiğim kadarıyla “sanatçımıza” birçok portre önceden “yüklenmiş” ve kendisinden kendisine göre bir portre üretmesi beklenmiş. Sonucun bildiğimiz stillerden farklı ama onları da anımsatıyor olması bu sebeple olabilir. Yine de geleneksel sınıflandırmayla adlandırılmış sanatsal dönemlerin kendi türleri içinde, göreceli olarak sonlara doğru üretilen stillerin, yapay zekanın üretimi olan bu ilk portede ilk “stil” olarak kullanılması ilginç. Acaba sanatçımız bunu bir tarz olarak benimseyip, bir sonraki çalışmalarında da buna benzer stilde eserler üretecek mi?

Gelelim eserimizin estetik değerlendirmesine. Sanat tarihçisi olarak bir eseri güzel ya da çirkin şeklinde değerlendirmeyi yanlış buluyorum. “Edmond Belamy’nin Portresi” ise estetik yönden genel kabul görmüş olguların bana göre çok ötesinde olduğu için, eserin güzelliğinden ziyade, böyle bir teknolojik oluşumun bir sanat eseri üretmesinin güzelliğine bakılmalı. Ama şimdilik. Eğer ileride gerçekten “fikri hür” ve daha gelişmiş sanatçılar çıkarsa, o zaman bir kıyas da söz konusu olacağından, ona göre bir değerlendirme yapılacağı kanısındayım.

Etik olarak bir sanat eserinin izinsiz çoğaltılması, kullanılması uygunsuz ve sanatçının fikir haklarının korunması söz konusu iken, yapay zekanın ürettiği bir eserin fikir mülkiyet hakları nasıl aranmalı? Burada yasal yollara başvurulduğunda, ne gibi yaptırımlar uygulanmalı? Hukuk sistemleri içinde bu türlü sorunlar için ne gibi yeni yasalar geliştirilmeli? Örneğin, bilirkişi raporuna gerek olduğu zaman, kim, nasıl, neye göre değerlendirecek? Her yapay zekanın sanatının stili farklı ve kendine özgü mü olacak? Bir eserin ilk kopyası mı, yoksa bir yazıcıdan çoğaltılmış her kopyası da aynı değerde mi olacak?

Hami ile ilgili sorular ile bağlantılı olarak da belki de bu portrenin bir müzayede şirketi tarafından oldukça yüksek bir meblağda satılmış olmasına değinilmeli. Eğer bu eserin üretiminde “sanat sanat içindir” anlayışını baz alırsak, eserin alıcısı bir anlamda hami olarak değerlendirilmeli. Alıcının kimliğini bilmiyorum. Ancak ben olsam kesin ben de o kadar parayı bu esere verirdim. Bir kere her şeyden evvel, estetik güzelliği açısından olmasa da, bu eser bir ilk olması bakımından eşsiz. Eşsizlik, biriciklik de bir sanat eserini sanat eseri yapan unsurlardan biridir. Sanat eseri olduğu iddia edilen her eser, sanat eseridir, diye kabul edersek bu portre kanımca eşsiz bir sanat eseridir. Tarihsel anlamda da gerçekten olağanüstü bir devrim ve insan aklının yol açtığı ve sınırları, gelişimi henüz öngörülemeyen bir sanatsal sürecin başlangıcıdır.

Teknoloji ve sanat her zaman birbirini besleyen iki iç içe dal olmuştur ve “Edmond Belamy’nin Portresi” de geçmişten bugüne süregelen bu ilişkinin bir sonucu. Geçmişte dünyanın güneşin etrafında spiral bir biçimde döndüğünün keşfedilmesi, fotoğraf makinesinin icadı, izafiyet teorisi gibi bilimsel ve teknolojik gelişmeler sanatçıları her zaman etkilemiş ve yeni sanat akımlarının doğmasına yol açmıştır. Bakalım yapay zeka sanatı gelecekte (insan) sanatçılara nasıl ilhamlar verecek?