Scroll Top

Müze Kütüphaneciliği: İskenderiye’de Bir Başlangıç

tumblr_inline_ohco0c9SCQ1tk0qlr_500

Hollanda Araştırma Enstitüsü Birim Kütüphanecisi İrem Ünal, müze ve kütüphane kesişmesinin tarihini incelerken bizi İskenderiye’ye götürüyor…

Müzelerin ve kütüphanelerin birbirini tamamlayıp, aynı çatı altında toplanması gerektiği düşüncesi yeni değil. Bilgiye ulaşmak isteyen insanlara kolaylık sağlaması açısından büyük fayda taşıyan bu fikir, sanatın ve onun kollarının yan yana ne kadar güzel durduğunu, birbirlerinin anlamını büyüttüğünü öne sürer. Günümüzde de bu düşüncenin yansımalarını ülkemizdeki müzelerde görebiliriz. İstanbul Modern Müzesi, SALT (ve müze olmasa da sergileriyle kültür ortamına katkı veren ANAMED) gibi mekânlarda bulunan kütüphaneler, bilgi işbirliğini göstermesi açısından oldukça kaliteli örnekler. Bu anlamlı birliğin biz kütüphaneciler açısından nasıl bir yankı bulduğuna bakmamız gerekirse İskenderiye’ye kadar gitmemiz gerekir. İskenderiye ile ilgili yazıları okumak, kütüphanecinin mesleğine bakış açısının biraz da sanat odaklı olduğunu gözle görülür şekilde belirginleştiriyor.

Büyük İskender’in, kendi adını taşıyacağı ve Helen kültürünün merkezi olarak tasarladığı bu kente müzenin yanısıra bir de kütüphane yaptırmak istemesi, işsiz kalmış kütüphaneciler için istihdam sağlamak için değildi elbet. İleri görüşlü liderimizin bu isteği, bilginin öneminin farkında olduğunun ve onu ayrı ayrı saklamaktansa tek çatı altında bulundurmanın, ona ulaşmak açısından nasıl kolaylıklar taşıdığının bilincinde olduğunun bir göstergesiydi aslında.

Ancak bu istek, onun ölümünden sonra Mısır yönetimini devralacak kumandanı I. Ptolemaios (Soter) tarafından yerine getirilebildi. Müze ve kütüphaneyi kurmak için, tıpkı İskender gibi Aristoteles’in öğrencisi olan Demetrius’un İskenderiye’ye davet edilmesinin ardından; başlarında Demetrius olmak üzere -modern isimleriyle – küratörler ve kütüphaneciler, bütün Akdeniz’i dolaşarak, önemli merkezlerdeki eserleri tarar, İskenderiye limanından geçen bütün gemilerdeki kitapları yağmalarlar. Bu gayretle oluşturulmuş yapılardan Serapis Tapınağı’ndaki elyazmalarının sayısı 40 bini bulur. Merkez kütüphanedeki parşömen ve papirüs rulolar ise, M.Ö. 47’deki büyük yangından önce 500 bine yaklaşmıştır. Bu kadar muazzam bilginin kontrolü, şimdiki tabiriyle “kolay ulaşılabilirliği”, elbette can’ım kütüphanecilerin emekleriyle olmuştur. Bana kalırsa günümüz kütüphaneciliğinden çok da farklı bir işleyiş benimsememişler aslında (yağmalama kısmını saymazsak!). Örneğin, müzelerin ve elbette kütüphanelerin en önemli aygıtı haline gelecek katalogların ilki olan Pinakes sayesinde İskenderiye Kütüphanesi’ne ait 120.000 nazım ve nesir eseri kayıt altına alınmış. Hatta 1800’lerde Dewey kataloglama sistemi ortaya çıkana kadar kullanılan sistemler Pinakes’in varyasyonlarıymış.

image

Ephesus Zonodotus: Ephesus Zonodotus, İskenderiye Kütüphanesi’nin ilk yöneticisi.

Pinakes nasıl ortaya çıktı, nasıl gelişti diye bir bakacak olursak; Pinakes, İskenderiye’nin ilk kütüphanecisi Zonodotus zamanında, Callimachus tarafından geliştirildi. İskenderiye’deki papirüsler gruplanarak kutulara konulurdu, bu kutulara da üstünde bibliyografik kayıtların bulunduğu etiketler verilirdi. Bu etiketlerin kaydı genel olarak; yazarın adı, doğum tarihi, babasının adı, eğitim geçmişi hakkında bilgiler taşırdı. Callimachus bu sistemi biraz daha genişleterek, 6 tür ve 5 düzyazı olmak üzere 11 kategoriye (retorik, hukuk, destan, trajedi, komedi, lirik şiirler, tarih, tıp, matematik, doğal bilimler ve koleksiyonlar) ayırdı. Her bir kategoriyi yazar adına göre alfabetik olarak dizilecek şekilde düzenledi. Günümüz kütüphanecileri bunları okuduğunda ana prensibin aynı kalmış olduğunu kolayca görebilir.

İskenderiye’nin müze ve kütüphane işbirliği dünyanın dört bir tarafındaki bilginlerin ilgisini üzerine çekti ve burada muazzam bir akademi oluşturuldu. Roy MacLeod’a göre, yazının icadıyla birlikte kurulmaya başlanan arşivler, Babil kütüphaneleri gibi büyük kütüphaneler, bilginin güç ve egemenlik olduğunu yeterince göstermiş olsa da; evrensel bir tasavvura sahip olan ve “bir kültürel emperyalizm tasarısına kefil olan” ilk kütüphane İskenderiye Kütüphanesi’dir (Roy MacLeod, İskenderiye Kütüphanesi: Antik Dünya’nın Öğrenim Merkezi’nden). İskenderiye’nin zamanın çok ötesinde bir fikir ve aydınlanma misyonu taşıdığını görebilmek için elimizde oldukça fazla veri bulunur. “Museaum” olarak adlandırılan İskenderiye, bilgi üzerindeki egemenliğinin devamı uğruna, Bergama, Antakya, Atina, Roma gibi “evrensel” kütüphanelerle kıyasıya bir rekabete girişti. Hatta bu rekabet yüzünden, papirüs ihracatı durdurularak Bergama Kütüphanesi mahvedilmek istenmiştir. Bergama’nın yeni bir parşömen icad etmesine sebep olan bu durum, bilgiye hakim olmanın iktidara da sahip olmak demek olduğunu gösteren çok iyi bir örnektir.

İskenderiye, şimdiyi geleceğe taşımanın müze ve kütüphane kesişmesi ile doğru orantılı olduğunu gösteren bir atılımdır. Ayrıca İskenderiye, oluşmuş bilgi hazinelerinin derlenmesi, korunması ve düzene sokulması gerekliliklerini beraberinde getirdiğinden yeni bir endüstriyi doğurmuştur. Bu endüstriyi yönetenler de biz kütüphanecilerden başkası değildir. İç içe geçmiş olguları harmanlayarak, yeri geldiğinde ayırarak sunan bu endüstrinin atalarına hieropoioi denmiştir. Hieropoioi, tapınak hazinelerinin muhafazasından, kaydından, nizam ve intizamı ile teşhirinden sorumludur. Hieropi’lerin günümüz kütüphanecilerine nasıl evrildiğini bir sonraki yazımda anlatacağım.


image

Seçilmiş Kaynakça

Arant, Wendi and Candace R. Benefiel. The Image and Role of the Librarian. New York : Haworth Information Press, 2003. Z682 .I43 2003

Battles, Matthew. Library: An Unquiet History. New York : W.W. Norton, 2004. Z721 .B28 2004  

Casson, Lionel. Libraries in the Ancient World. New Haven: Yale University Press, 2001.  Z722 .C37 2001

Garland, R. S. J. 1984. “Religious Authority in Archaic and Classical Athens.” The Annual of the British School at Athens, 1984. 75. JSTOR Journals, EBSCOhost (accessed November 24, 2016).

MacLeo, Roy. İskenderiye Kütüphanesi : Antik dünya’nın öğrenim merkezi = The library of Alexandria centre of learning in the ancient world. Ankara: Dost Kitabevi, 2006.  Z722.5 .L5320 2006