Scroll Top

Göbekli Tepe: Neolitik’ten Antroposen Çağına Uzun Vadeli Gelişmeler

by Julia Schönicke, ANAMED Doktora Bursiyeri (2020–2021)
tumblr_b0fa720b000fe413a801acc7e8499502_ea27a1fc_500

Bir tez çalışmasının bireysel bölümlerden meydana gelip geniş bir tabloyu oluşturması sizce de inanılmaz değil mi? 2020–2021 akademik yılı boyunca, ANAMED’de geçici başlığı “All Places are Temporary Places—Praktiken des Verlassens und Auflassungsroutinen in der Neolithischen Siedlung Göbekli Tepe” (“Tüm Mekânlar Geçicidir—Göbekli Tepe Neolitik Yerleşiminde Mekândan Kopma ve Terk Rutinleri”) olan projemin genel çerçevesini çok daha iyi tanımlama imkânına sahip oldum ve tezin yazılmasına odakladım. Amacım, sadece örnek yerleşim birimlerinin kademeli olarak terk edilişini ayrıntılı olarak incelemek değil. Bu, doğal olarak araştırmamın odak noktasını oluştursa da UNESCO Dünya Mirası sit alanında terk ediş sonrası etkileşimlerin ve de Antroposen çağında kazı altyapısının ve turizmin modern etkisini de çalışmaya dahil ettim.

Göbekli Tepe (tahminen M.Ö. 9500–8000), bazıları vahşi hayvan kabartmalarıyla süslenmiş uzunluğu 5,5 metreye varan yekpare sütunlu yapıları ile ünlü. Buna ek olarak, höyükte, uzun soluklu inşaat ve çok aşamalı yeniden inşaat ile bakım öykülerine sahip yuvarlak/oval ve dikdörtgen yapılar yoğun olarak bulunuyor (Clare 2020; Kinzel ve Clare 2020; Kinzel, Duru ve Barański 2020; Knitter et al. 2019). Yakın zamanda gerçekleştirilen arkeolojik araştırmalar, yerleşimin bazı kısımlarının yamaç kayma olaylarında dönemsel olarak hasar gördüğünü ortaya çıkardı (Kinzel, Clare ve Sönmez 2021). Buna tepki olarak, Göbekli Tepe sakinleri binalarını onarıp tadilat yaptılar. Kalıcı olarak kullanılanların yanısıra hasarlı ve terk edilmiş yapılar vardı. İyi bilindiği üzere, Neolitik yerleşimler ve terk edilmiş yapılar çöplük görevi gördü. Kalıntıların bina malzemesi olarak kullanılmasına (ya da yeniden kullanılmasına) dair çok daha az şey biliniyor. Kullandığım metotlar aracılığıyla, Göbekli Tepe’deki Çanak Çömlek Öncesi Neolitik B dönemi sonu binalarında büyük miktarda devşirme malzeme ve de öğütülmüş taş eserler ve yeniden kullanılmış duvar taşları gibi diğer ikincil ve üçüncül malzemenin bulunduğunu gösteriyorum. Aynı şekilde, harcın içinde çok miktarda litik ve hayvan kemiği de görülüyor (Schönicke, yayın aşamasında). Bölge sakinlerinin, steril toprak ve yeni yontulmuş duvar taşlarının kullanımını gerekli görmedikleri, hatta istemedikleri anlaşılıyor (Şekil 1). Daha sonra insan-harabe etkileşimlerini analiz ediyor ve devşirme malzeme kullanımının yerleşim içinde harabelerin varlığına dolaylı kanıt sağladığını öne sürüyorum. İkincil ve üçüncül malzemelerin kullanımının pratik olmasının ötesinde birçok avantaja sahip olduğunu savunuyorum.

Devşirme malzemelerin binalara sistematik entegrasyonu yeni bellek ve bilgi alanları yarattı. Arkeolojik açıdan bakarsak, daha önce önerilenden daha fazla yerleşim modelinin varlığına rağmen, yerleşim yerlerindeki terk edilmiş alanlar yeniden yapılanma senaryolarında olduğundan daha az temsil edilmektedir.

Bin beş yüz yıl boyunca kullandıktan sonra, son sakinler de yerleşim yerlerinden koptular ancak terk sonrasında alanda gerçekleşen etkileşimler yüzey bulgularıyla kendini gösteriyor. Bugün, 12.000 yıl sonrasında, Göbekli Tepe terk edilmiş olmaktan çok uzak. Kaplar, elekten geçirme ve yüzdürme alanları, yemekhane, bekçi evi ve park yeri gibi kazı öğeleri modern bir yerleşimin söz konusu olduğunu açıkça gösteriyor. Koruyucu çatıların temellerini inşa etmek için Neolitik katmanlardan doğal ana kayaya kadar kesim yapılıp beton döküldü. Bu nedenle bunların sit alanının stratigrafisinin bir parçası haline geldikleri söylenebilir. Antroposen, tanım olarak insanın dünya sistemini yeniden şekillendirip baskın bir jeolojik faktör haline gelmesi ve insanın dünya üzerindeki etkisinin geri döndürülemez şekilde dışavurumudur (Zalasiewicz et al. 2021; Syvitski et al. 2020). Benzer şekilde, Göbekli Tepe üzerindeki modern etki geri döndürülemez durumda ve bu da bizi yerleşimin bir parçası yapıyor (Şekil 2). Bu durum, özellikle 1000 veya 10.000 yıl sonra sit alanını inceleyen geleceğin arkeologlarını hayal ettiğimizde açıkça ortaya çıkıyor. Ayrıca, sitenin turizme kazandırılması sonucunda ziyaretçi merkezi, hediyelik eşya dükkânı ve kafe, ahşap yürüyüş yolları ve otobüsler için park yerleri yapıldı. Covid-19 öncesinde sit alanına günde 1000’den fazla ziyaretçi geliyordu (Kinzel 2021). Bu da Antroposen’in fosil endeksi olan plastiği Göbekli Tepe’ye getirdi. Sit alanları temiz tutulsa bile şişeler, ambalajlar, tek kullanımlık çatal bıçak ve diğer eşyalar, siperlere ve çevresine girdi (Demir Çağı’na ait bir sit alanındaki plastik kalıntılar ile ilgili bir çalışma için, bakınız Mytum ve Meek 2021). Tezim çerçevesinde son bir adım olarak, Antroposen döneminin Göbekli Tepe üzerindeki etkisini daha ayrıntılı olarak incelemek istiyorum ve bu sonbaharda sahada çalışabilmeyi umut ediyorum—tabii salgın hastalığın gidişatı buna izin verirse.

image

Şekil 2. Batıda B Yapısı, doğuda C Yapısı ve kuzeyde D Yapısı ile Göbekli Tepe’nin ana kazı alanı (fotoğraf batıya bakıyor). 16 numaralı oda, D Yapısı’nın kuzeyinde, fotoğrafın sağ kenarında görülmekte. Koruyucu çatı, altında ziyaretçiler için bir yürüyüş yolu bulunan özel binaların alanını kaplamakta. Beton temellerde ana kayaya kadar inen çelik kirişler dikkati çekiyor. Fotoğraf: M. Arıcı, Göbekli Tepe Projesi.

Şahsen İstanbul’a gelip ANAMED’in çalışma ortamının tadını çıkaramamış olsam da Çarşamba Çay toplantılarımızın arkadaş canlısı ve mesleki dayanışma dolu havasının keyfine vardım. Sadece sanal ortamda bile olsa, birçok bilim insanı ve araştırmalarıyla tanıştığım için çok memnunum. Bu mükemmel akademik ağın bir parçası olma fırsatını sağlayan ANAMED’e içtenlikle teşekkür ederim. Gelecekte ANAMED’i ziyaret etmeyi dört gözle bekliyorum.

—————————————————————————————————————————————————-

Kaynakça

Clare, Lee. 2020. “Göbekli Tepe, Turkey. A Brief Summary of Research at a New World Heritage Site (2015-2019).” E-Forschungsberichte Des DAI 2: 1–13.

Kinzel, Moritz. 2021. “Göbekli Tepe – World Sensation between Scientific Research.”  Archäologische Welterbestätten – Grenzüberschreitend Konservieren, Kommunizieren, Kooperieren/Archaeological World Heritage Sites – Transnational Conservation, Communication, Cooperation, ed. Alexandra Riedel ve Stefan Winghart, 104–9. ICOMOS · Hefte Des Deutschen Nationalkomitees, LXXIX. Berlin: Hendrik Bäßler.

Kinzel, Moritz, ve Lee Clare. 2020. “Monumental – Compared to What? A Perspective from Göbekli Tepe.” Monumentalizing Life in Neolithic Europe: Narratives of Continuity and Change, ed. Anne Brigitte Gebauer, Lasse Sørensen, Anne Teather, ve Antonio de Valera, 31–50. Oxford: Oxbow Books.

Kinzel, Moritz, Lee Clare, ve Devrim Sönmez. 2021. “Built on Rock — Towards a Reconstruction of the ’Neolithic’ Topography of Göbekli Tepe.” Istanbuler Mitteilungen 70 (2020), 9–45.

Kinzel, Moritz, Güneş Duru, ve Marek Z. Barański. 2020. “Modify to Last. A Neolithic Perspective on Rebuilding and Continuation.” Umgebaut. Umbau-, Umnutzungs- Und Umwertungsprozesse in Der Antiken Architektur, DiskAB13, ed. Ulrike Wulf-Rheidt, Katja Piesker, and S. Zink, 1–13. Regensburg: Schnell + Steiner.

Knitter, Daniel, Ricarda Braun, Lee Clare, Moritz Nykamp, ve Brigitta Schütt. 2019. “Göbekli Tepe: A Brief Description of the Environmental Development in the Surroundings of the UNESCO World Heritage Site.” Land 8 (4:72). https://doi.org/10.3390/land8040072.

Mytum, Harold, ve James Meek. 2021. “The Iron Age in the Plastic Age: Anthropocene Signatures at Castell Henllys.” Antiquity 95 (379): 198–214. https://doi.org/10.15184/aqy.2020.237.

Schönicke, Julia. (Hazırlanıyor). “There and Back Again – Towards a New Understanding of Abandonment Practices at the Neolithic Settlement Göbekli Tepe.” Proceedings of Broadening Horizons 6, ed. Christian W. Hess ve Federico Manuelli. Cilt 1. Berlin: ArchaeoPress (Access Archaeology).

Syvitski, Jaia, Colin N. Waters, John Day, John D. Milliman, Colin Summerhayes, Will Steffen, Jan Zalasiewicz, et al. 2020. “Extraordinary Human Energy Consumption and Resultant Geological Impacts Beginning around 1950 CE Initiated the Proposed Anthropocene Epoch.” Communications Earth & Environment 1 (1): 32. https://doi.org/10.1038/s43247-020-00029-y.

Zalasiewicz, Jan, Colin N. Waters, Erle C. Ellis, Martin J. Head, Davor Vidas, Will Steffen, Julia Adeney Thomas, et al. 2021. “The Anthropocene: Comparing Its Meaning in Geology (Chronostratigraphy) with Conceptual Approaches Arising in Other Disciplines.” Earth’s Future 9 (3): e2020EF001896. https://doi.org/10.1029/2020EF001896.