Tasarım: PATTU
Küratörlüğünü Murat Akar’ın üstlendiği sergide, Helenistik Doğu’nun önemli siyasal ve kültürel merkezlerinden ve Roma İmparatorluğu’nun büyük metropollerinden biri olan Antakya’nın en parlak dönemine ait bulguların ortaya çıkarılma öyküsü anlatılıyor.
Sergide, 1932-1939 yılları arasında Princeton Üniversitesi ekiplerince Antakya’da yürütülen ilk arkeolojik kazılara ait fotoğraflar yer alıyor. 8 sezon süren kazı çalışması, gerçekleştirildiği yıllarda, bölgedeki en kapsamlı araştırma olma özelliği taşıyor. Fotoğraflar, çalışmanın önemli bulguları arasında gösterilen, günümüzde Hatay Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen dünyaca ünlü mozaikler ve Antik Antakya’ya ait eserlerin keşfedilme sürecini belgeliyor. “Asi’deki Antakya, Mozaikler Şehrinde İlk Araştırmalar” sergisi, ayrıca o yıllardaki kazı yöntemleri ve arşivleme teknikleri hakkında dikkat çeken ipuçları veriyor.
Kazı günlükleri ışığında hazırlanan sergide yer alan fotoğraflar, Princeton Üniversitesi Sanat ve Arkeoloji Bölümü’nün Antakya arşivinden seçildi. Sergilenen fotoğraflara, Princeton Üniversitesi Kazı Komitesi tarafından hazırlanmış bir de video eşlik ediyor. Pek çoğu bugün tamamen değişmiş kıyafet tarzları, sokak manzaraları ve peyzajı belgeleyen görüntüler, 1930’lardaki Antakya kent yaşamını yansıtıyor.
Ayrıca, Antakya tarihçesi, yürütülen kazı çalışmalarının tarihi ve kazı fotoğraflarından bir seçkinin yer aldığı sergi kataloğu, Koç Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlanıyor.
Asi’deki Antakya
“Asi’deki Antakya, Mozaikler Şehrinde İlk Araştırmalar“ sergisi, Princeton Üniversitesinin 1932-39 yılları arasında gerçekleştirdiği, Klasik dünyanın en büyük şehirlerinden birini ortaya çıkarmak amacıyla yürütülen ilk arkeolojik kazıların hikâyesini fotoğraflar aracılığıyla anlatıyor.
1932 yılında kazma ve küreğin toprağa ilk vurulduğu anla birlikte, arkeologlar Antakya’nın şehir peyzajı altında saklı kalmış büyülü bir şehrin kalıntılarını ortaya çıkarmaya başladılar.
Roma evlerinin mozaiklerinde de betimlenen ve şehrin en önemli simgelerinden biri olan zeytin ağaçları, köklerinde antik resim sanatının en etkileyici eserlerini saklıyorlardı…
Asi’deki Antakya
TRT Türk Açık Şehir Programı
İhsan Yılmaz, küratör Murat Akar ile “Asi’deki Antakya“ sergisini konuşuyor.
1932 yılında kazma ve küreğin toprağa ilk vurulduğu anla birlikte, arkeologlar Antakya’nın şehir peyzajı altında saklı kalmış büyülü bir şehrin kalıntılarını ortaya çıkarmaya başladılar.
Roma evlerinin mozaiklerinde de betimlenen ve şehrin en önemli simgelerinden biri olan zeytin ağaçları, köklerinde antik resim sanatının en etkileyici eserlerini saklıyorlardı…