Pandemi Türkiye’yi dünya genelinde görülen vaka ve ölümlerden daha geç etkiledi. Ama ilk ölüm vakasını takiben ANAMED’de kalan bursiyerler arasında bir panik başladı. İçsel olarak ne yaşadıklarını bilemem, dışa vuran tek şey gözlerindeki parlaklığın yerini ürkek bakışların almasıydı. Sonra birer birer “kaçmaya” başladılar. Çoğunun eşyaları hâlâ odalarında. Giderken dönmeyi düşündüler herhalde? Ya da “şimdilik yanımıza ne alabilirsek alalım sonrası Allah kerim” dediler. Genel olarak gözlemlediğim bir “akıl tutulması”ydı…
Mart 2020’nin son haftası itibariyle, “geçici evimiz”de sadece yedi kişi kaldık. Pandemi öncesi sayıları otuzu bulan cıvıl cıvıl, proje üreten, seyahat planları yapan, seminerler düzenleyen aktif gruptan geriye kalan endişeli yedi kişi… İlk bir ay virüsün aramızda olup olmadığı ile kafalarda dolaşan sorular olumlu cevaplar bulunca–zaten Eylül 2019 itibariyle kurulmuş olan–bursiyerler dayanışması daha kuvvetli bir şekilde geri geldi. Yedi kişi gerçek bir ortak hayat yaşamaya başladı. Aramızda yeni bir “fellow kardeşliği/kaderdaşlığı” oluştu.
Aramızda olmayan arkadaşlarımızın hayatlarını, sadece 40 dakikalık bir süreçte–o da katılanlarla sınırlı–sanal görüşmeler aracılığıyla takip etmeye çalıştık. İstanbul ve Türkiye için gelip dünyanın her yanına dağılmış olan araştırmacıların hayatları tabii ki derinden etkilenmiştir. Yaşları benden çok genç olan bu sevimli ve parlak 2019-2020 ANAMED bursiyerleri, eminim hayat boyu unutamayacakları bir dönem yaşadılar/yaşıyorlar. Şu anda İstanbul’un müzeleri veya arşivlerinde olacaklarına, planladığımız Anadolu turlarının keyfini çıkaracaklarına, binlerce kilometre uzaklarda arkadaş evlerinde, yurtlarında, neyi beklediklerini bilmeden bekliyorlar!
Ben İstanbulluyum, ülkemde ve şehrimdeyim. Kazı kitabı yazım aşamasının sağlıklı şartlarda devam etmesi için aldım bu bursu. Tabii ki benim de herkes gibi, ileriye dönük kaygılarım var ama, diğer fellowlara göre çok daha şanslı hissediyorum kendimi. Onlara göre gelecek kaygım daha az. Kitabım ilerledi mi, evet ilerledi. Ama son zamanların akıl tutulması beni ve ortaklaşa çalıştığım meslektaşlarımı da etkiledi ki, pandemi öncesi verimimiz düştü. ANAMED’deki son üç ayımızda hiçbirimiz buradaki oluş nedenimizi gereği kadar yaşayamadık. Ne kütüphaneyi kullanabildik, ne sempozyum düzenleyebildik, ne de birbirimizle akademik fikirlerimizi paylaşabildik. Kendi imkanlarımızla, akademik linkler üzerinden konferanslara katılıp aklımızı salim tutmaya çalıştık/çalışıyoruz…
Her şeye rağmen, buradaki süremizin üçte biri umulanın aksine olsa da, ömür boyu sürecek dostluklar, unutulmaz anılarla ayrılacağız birbirimizden…
Teşekkürler ANAMED!
– Nergis Günsenin, ANAMED-KUDAR Ortak Bursiyeri, 25 Mayıs 2020