Scroll Top

Nem, Toplum ve Dahası

by Benjamin Irvine, DAI-ANAMED Projesi Bursiyeri (2020–2021)
anamed-blog-screenimage

Geçtiğimiz akademik yıl (2020–2021) boyunca “Nem ve Toplum: Batı Anadolu’da 8500 Yıllık İklim Tarihi” projesi üzerine çalışan iki DAI-ANAMED araştırmacısından biriydim. Süregelen Covid-19 salgını yüzünden, bu yılın tüm ANAMED bursiyerleri gibi ben de araştırmalarımı uzaktan çalışma yöntemlerini kullanarak gerçekleştirdim.

İdeal olmayan bu zorlayıcı şartlar bizleri ANAMED’in meşhur paylaşım deneyimi ve entelektüel yoldaşlığından mahrum bırakmış olsa da projem verimli geçti. Bu başarıyı elektronik posta, Microsoft Teams, Zoom ve akıllı telefon gibi modern teknolojinin sağladığı sanal bağlantıya borçluyuz—projelerin eski zamanlardaki gibi telgraf ve posta hizmetlerine, hatta kuryelere bağımlı olmadığına şükrediyorum! Örnek olarak, ANAMED’in haftalık “çay” toplantıları, bursiyerlerin bir araya gelip birbirlerinin çalışma ve araştırmalarını dinleyip tartışma imkanı sundu. Yukarıda sözü geçen teknoloji, projenin diğer üyeleri ile düzenli temas içinde kalmamı sağlayıp en son bulguları ve gelişmeleri tartışmamızı, ayrıca projenin planlama ve yönlendirmesini gerçekleştirmemizi sağladı.

Projedeki ana rolüm, “Nem ve Toplum” projesinin üç kazı alanı olan Barcın Höyük, Kaymakçı ve Bergama’dan alınan tahıl ve ekin tohumları ve ağaç kömürleri üzerinde sabit izotop δ13C verilerinin analizi ve yorumlanmasıydı. Projenin ana amaçlarından biri ise Batı Anadolu’da Neolitik dönemden Bizans dönemine kadar paleoiklimi, çevresel şartları ve bununla ilgili insan-çevre etkileşimlerini incelemekti. Bu doğal ve antropojenik etmenleri anlamanın önemli bir bölümü, su mevcudiyeti ve su yönetimini yeniden yapılandırmak ve anlamaktan geçiyor. Tohumlar ve ağaç kömürlerinden elde edilen δ13C değerlerinin, bitkilerin büyüme aşamasında su mevcudiyetine dair bilgi sağlayabileceği iyi biliniyor. Dolayısıyla, δ13C değerlerini analiz ederek hem sit alanlarında, bunların çevrelerinde ve yerel bölgelerdeki göreli nem bilgisini, hem de sulama, ürün seçiciliği ile arazi ve çevre yönetimi gibi antropojenik etmen ve etkileri yeniden oluşturabiliriz. Projenin bu yönü ile ilgili çalışmalar sürüyor ancak öncül analizler ve gözlemler çok ilginç bir tablonun varlığına işaret ediyor. Kaymakçı’ya ait bu ön bulguların bir kısmını, Nisan 2021’de gerçekleşen WANAT (“Western Anatolia in the Second Millennium BCE: Recent Developments and Future Prospects” – “M.Ö. İkinci Binyılda Batı Anadolu: Son Gelişmeler ve Geleceğe Dair Görüşler”) sempozyumunda Nami Shin ile birlikte sundum. Projenin diğer üyeleri ile ortaklaşa kaleme aldığımız “Nem ve Toplum” δ13C verilerinin ilk bulgularını da Kasım 2021’deki yıllık ASOR (American Society of Overseas Research) toplantısında sunacağım. Bu konulardaki çalışmalarıma devam edeceğim için heyecanlıyım, özellikle de projenin bir sonraki aşamasının daha iyi olmasını sağlayacak daha fazla biyokimyasal numune ve biyoarkeolojik malzeme analizi içermesi nedeniyle.

“Nem ve Toplum” projesindeki çalışmalarıma ek olarak, Anadolu’da ve Yakın Doğu’nun genelinde geçmiş nüfusların insan-çevre etkileşimleri, beslenme alışkanlıkları, geçim yöntemleri ve tarımsal stratejilerini inceleyen araştırmalarımı sürdürmeye devam ettim. Bu araştırmalarla ilgili yayınlar bu yılın sonlarına doğru ortaya çıkacak. Buna ek olarak, çalışma arkadaşım Bike Yazıcıoğlu-Santamaria ile Yakın Doğu genelinde izotop verileri ve araştırmaları için bir web sitesi hazırlama ve elektronik bilgi havuzu geliştirme çalışmalarına da devam ettim. “BioIsoANE: An Open-Access Repository of Bioarchaeological Isotopic Analysis in the Greater Ancient Near East” web sitesinin, 2021 yazı sonu veya sonbahar başında çevirimiçi olacağını umuyorum.

Özetle, “yeni normal” şartlar altında gerçekleşen akademik çalışma ve araştırmalar ile ilgili zorluklara rağmen geçen yılın benim için oldukça verimli ve ilgi çekici geçtiğini söyleyebilirim. Projede çok heyecan verici gelişmeler oldu ve de İstanbul’da bizzat bulunabilmek de dahil olmak üzere, çalışmalarıma heyecanla ve iyimserlikle devam etmeyi dört gözle bekliyorum!