Scroll Top

1922 Ayvalık ve Adaları Haritasına Dair

Hasan Sercan Sağlam, BIAA-ANAMED Ortak Doktora Sonrası Bursiyeri (2020-2021)
tumblr_0fbf2668e927a8150320de00aa283ecf_e637d94e_500

2020–2021 akademik yılında ANAMED bünyesinde sürdürmekte olduğum “A Neglected Heritage: The Intertwined Pre-1923 Agricultural, Industrial, and Sacred Landscape of the Ayvalık Countryside” (İhmal Edilmiş Miras: Ayvalık Kırsalının 1923 Öncesi İç İçe Geçmiş Tarımsal, Endüstriyel ve Kutsal Peyzajı) başlıklı araştırmam kapsamında bugünlerde birçok birincil kaynağı detaylı şekilde incelemekteyim. Bunlar arasında en çok ilgimi çekense 1922 tarihli bir Ayvalık ve Adaları haritasıydı. Literatürde henüz kapsamlıca ele alınmamış oluşunu da hayretle karşıladığım bu haritayı hem akademinin hem de meraklıların ilgisine yönelik tanıtmanın ve izini sürebildiğim ölçüde hikayesini paylaşmanın önemli olduğuna kanaat getirdim. Sınırlı sayıda basılmış bu haritanın özgün seri numaralı bir kopyası Yunanistan Deniz Kuvvetleri Hidrografi Servisinin online mağazasındaki tarihi haritalar bölümünden temin edilebilmekte. 120 adet olduğu anlaşılan 2012 basımı serinin 49 numaralı kopyasını araştırmam için temin ettim ve bu çerçevede üzerine etraflıca çalışma fırsatım oldu.

Teknik özelliklerine bakılacak olunursa, günümüzdeki karşılığı “Ayvalık ve Ayvalık Adaları” olarak ifade edilebilecek “Kydoniai kai Moschonisoi” başlıklı ve 1/40.000 ölçekli harita yaklaşık olarak 105 x 65 cm boyutlarında. Sol taraftaki ana bölümünü bahis konusu bölgelerle yakın çevresi oluşturmakta. Burada ayrıca uzunca bir künyenin yanında yönler ve derinliklerle ilgili lejantlar var. Sualtı ve kıyı kesimlerinin farklı fiziki özelliklerini tanımlayan kısaltmaların anlamları da yine listelenmiş. Derinliklerin oldukça sık aralıklarla belirtildiği harita başta hidrografik yönüyle öne çıkmakta fakat topografya açısından da yine aynı özenle hazırlanmış. Bölgedeki coğrafi yapıların ve yerleşimlerin 1923 Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesine değin kullanılmış Rumca adları bakımından temel bir kaynak olduğunu söylemek mümkün. Günümüzde büyük oranda kaybolmuş tuzlalarla meçhul manastırlar ve şapeller de eşsiz detaylar. Ayrıca sol üst ve sol alt köşelere dayalı şekilde dört adet panoramik çizime yer verilmiş. Bunlarda ise Ayvalık Limanı’nın batıdaki ana girişinin önünde uzanan Nisopoula (Yumurta), Eleos (Güneş) ve Gymno (Çıplak) adaları çeşitli yönlerden tasvir edilerek limana ulaşmak isteyen denizcilere bir tür kılavuzluk amaçlanmış. Çıplak Ada’da bulunan ve günümüzde harap durumdaki 1889 tarihli deniz feneri binasının net bir tasvirinin de yine bu panoramalardaki kayda değer bir detay olduğunun altı çizilmeli.

Haritanın saha çalışması ayağının 1922 yazının en sıcak günlerinde, Kıdemli Ploiarkhos (Deniz Albayı) Aleksandros Khrysandis komutasındaki Alfeios I hidrografik araştırma gemisi mürettebatı tarafından “Aigaion” (Ege) görevi kapsamında gerçekleştirildiği görülüyor. Buna karşın gerekli editoryal düzenlemeler sonucu ilk baskısı ancak Mayıs 1925’te yapılabilmiş. Haritanın sağa dayalı diğer bölümünde ise bahis konusu saha çalışmalarından yedi adet siyah beyaz fotoğraf yer almakta. Bunlar da Eleos (Güneş), Gymno (Çıplak), Pyrgos (Büyük Maden), Kalamos (Kamış) ve Moskhonisos (Cunda) adalarında, Ayvalık Limanı’nda ve Alfeios I gemisinin güvertesinde çekilmiş. Fotoğraflarda, çalışmaların topografya ayağı esnasında kullanılmış teçhizatlardan özellikle de ahşaptan portatif bir trigonometrik istasyon ve pirinçten bir teodolit oldukça dikkat çekici. Ayrıca Büyük Maden Adası’ndan çekilmiş fotoğrafta arkada Midilli Adası ve Alfeios I de gözükmekte.

Oulia (Kız) Adası’nın yaklaşık 2 kilometre kuzeybatısında bulunan ve en sığ noktası yaklaşık 6,5 metre derinlikte kalan kayalığın haritada “Alfeios” şeklinde işaretlenmiş oluşu bir hayli manidar. Kuvvetle muhtemel ki 1922 yazında Alfeios I mürettebatı bu sığlığın ilk keşfini gerçekleştirdi ve tarihe bir not düşmek adına ona gemilerinin ismini verdi. Lakin pek uzun süre kullanımda kalmamış olsa gerek. Günümüzde “Alireis” olarak bilinen bu sığlık, geminin isminden fonetik bir ilham alınarak daha sonraki bir dönemde yeniden adlandırılmış olmalı.

Thames Ironworks tarafından 1884’te inşa edilmiş üç direkli buharlı vapur Alfeios I, benzer özellikteki Evrotas I, Pineios I ve Akheloos ile kardeş gemiydi. İsimlerini Yunanistan’ın başlıca akarsularından aldığı üzere dörtlü “Nehirler” filosu olarak anılan bu gemiler başta gambot, devriye ve nakliye amacıyla kullanılmış, özellikle 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı ve Balkan Savaşlarında görev yapmıştı. 420 ton deplasmana sahip Alfeios I, 40 metre uzunluğunda ve 7,6 metre genişliğinde olup su çekimi ise 4 metreydi. 400 beygir gücündeki buharlı motoru sayesinde 10,5 knot hıza ulaşabiliyordu. 60 mürettebata sahipti ve güvertesi hafif kalibrede 5 adet topla donatılmıştı. 1919’da Hidrografi Servisi’ne devredildi ve 1925’te “Nautilus” olarak tekrardan adlandırıldı. 1936’da hizmet dışı bırakıldı ve dörtlü filoda en uzun süre görev yapan gemi oldu.

Hazırlık aşaması itibariyle Ayvalık ve Adaları haritasının, Türk Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi’nde Sakarya Meydan Muharebesi’nden Büyük Taarruz’a kadarki süreçte, askeri operasyonların bir müddet kilitlendiği fakat Batı Anadolu’nun büyük bölümünün hala Yunan işgali altında bulunduğu Eylül 1921 – Ağustos 1922 dönemindeki fırtına öncesi sessizliğin sonlarına doğru tarihlendiği anlaşılıyor. Yunanlıların Batı Anadolu’da artık kalıcı olacakları düşüncesiyle bu detaylı haritayı hazırlamaya koyuldukları düşünülebilinir fakat saha çalışması ayağından birkaç ay sonra mağlup olarak geri çekildiler. Haritanın ele aldığı bölge de artık kesinkes Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olacaktı. Dolayısıyla çok kısa sürede, pratikte adeta ölü yatırıma dönüşmüş ve Yunanlıların belki de hiç işine yaramayacak bu haritanın tüm verileri tozlu arşivlerde unutulabilinirdi. Yine de üç yıl sonra Atina’da basımı gerçekleştirilmiş ve kopyaları bir şekilde günümüze ulaştırılarak erişime açılmış. Ayvalık ve yakın çevresine yönelik çok önemli bir birincil kaynak değeri taşıyan bu haritanın bilimsel çalışmalarda dikkate alınması ve ayrıca üzerine çalışmaların sürdürülmesi gerektiği kanaatindeyim.